01 Aralık 2010

bir hayvanı sevmekle başlayacak her şey

Hayvan sevgisi başkadır, bana göre sevginin en karşılıksızı, en saf halidir hatta. İnsanlığın kurduğu bütün ikili ilişkilerin neredeyse hepsi karşılıklı menfaate dayalıdır.

Ailemiz bizi sever büyütür, ileride o da bize bakar elimiz ayağımız olur diye içten içe. Biz de onları severiz, en nihayetinde hiçbir şey olmasalar bile varlığımızın yegane sebebidirler sonuçta, minnet duyarız böyle bir şeye vesile oldukları için. Tabi evlat sahibi olmak da gerek biraz sanırım bu hissiyatı tam manasıyla anlayabilmek için. Aile kavramını "9 ay karnında taşıdı, besledi bokunu temizledi büyüttü okuttu" dan daha fazla görmemden dolayıdır belki, bilemiyorum.

Sevgilimizi severiz o da bizi sevsin diye, sevilmek güzel şey sonuçta, hele ki istenilen kişi tarafındansa bu. Bir yerde karşılıklı ego okşamalarıdır. Arkadaşlık ilişkileri de buna benzer ucundan, fedakarlık üzerine kuruludur en güçlü dostluklar ve zor zamanda herkes birbirinin yanında olur. Güvenebileceğin ve sığınabileceğin bir liman gibi...

Ama beslediğiniz bir su kaplumbağası için hiçbir beklenti içerisine giremezsiniz, sadece seversiniz ve beslersiniz. Asla en kederli anınızda "çok dertliyim ya gel bi demlenelim, hem laflarız" diyemeyeceğinizi bilirsiniz, en sıkışık anınızda cebinize para sıkıştırmayacağını da, "seni çok seviyorum" dediğinizde "ben de seni" karşılığını da duyamayacaksınız asla ondan.

Bunların hepsini bilirsiniz ve yine de seversiniz. Yani bir karşılığı yoktur benim nazarımda hayvan sevgisinin, o yüzden en safıdır. Gözlerinin içine baktığımda hissettiğim ve gördüğüm şey, huzur ve saflık sadece.

Hiç yorum yok: